HASTA HAKLARI
Dünya Hekimler Birliği Hasta Hakları Bildirgeleri;
- 1981 yılında Lizbon,
- 1995 Bali,
- 2005 Santiago
Hasta Hakları konusunda Uluslararası ilk belge 1981 yılında Lizbon da imzalanan Dünya Hekimler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi’dir. 1995 yılında Bali’de ardından 2005 yılında Santiago da geliştirilerek kabul edilmiştir.
Dünya Hekimler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi (Santiago 2005) hasta haklarında şu başlıklarda yer almıştır.
• Nitelikli Sağlık Hizmeti Alma Hakkı
• Seçim Yapma Hakkı
• Kendi Kaderini Belirleme Hakkı
• Bilinci Kapalı Hastaya Yaklaşım
• Yasal Yeterliliği Bulunmayan Hastaya Yaklaşım
• Hastanın İsteğine Karşın Yapılan Girişimler
• Bilgilenme Hakkı
• Gizlilik Hakkı
• Sağlık Eğitimi Hakkı
• Onurunu Koruma Hakkı
• Dini Destek Hakkı
Ülkemizde Hasta Hakları Uygulamaları
Uluslararası belgeler ışığında Sağlık Bakanlığı tarafından 1998 yılında yayımlanan ve 8 Mayıs 2014 tarihinde değiştirilen Hasta Hakları Yönetmeliği ile hasta haklarının uygulanmasında sağlık kurumlarına ve sağlık çalışanlarına çeşitli sorumluluklar yüklenmiştir.
TDB Etik Kurulumuzun bu Yönetmeliğe karşı görüşleri şöyledir:
Hasta Hakları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Hakkında Etik Kurul Görüşü
Hasta haklarını savunmak evrensel bir sorumluluktur.
Ancak hekim hakları da vardır.
Bu iki hak birbirinin rakibi ya da karşıtı değildir.Birbirini denge içinde tamamlaması gereken evrensel değerlerdir. Kaliteli sağlık hizmeti için bu denge en önemli unsurdur.
08 Mayıs 2014 tarihinde yayımlanan Hasta Hakları Yönetmeliğinde yapılan değişikliklerin çoğunu olumlu buluyoruz :
- Tanımı bölümünde sağlık kurum ve kuruluşlarına Milli Savunma Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarının da dahil edilmesini, yeni ilaveleri,
Hastanın bilgilendirilmesi, tıbbi müdahale ile ilgili rıza ve izin alma, bilgi verme usulü, rıza formu kapsamlarının genişletilmesini, ayrıca ilk kez hasta sorumluluklarının ilave edilmesini olumlu değişiklikler olarak görüyoruz.
- Şikâyetlerin değerlendirileceği İl Sağlık Müdürlüklerinde oluşturulacak HASTA HAKLARI KURULLARI nın yapısında eksikler ve yanlışlar olduğunu görüyoruz.
- En önemli eksiklik olarak, bu kurulda, şikâyet edilen sağlık çalışanın kayıtlı olduğu MESLEK ÖRGÜTÜ temsilcisi olmamasıdır.
Bu kurul sadece hasta hakları ve etik dışı davranışları değerlendireceğine göre, mutlaka bir etikçinin yer alması gerekir.
Valilikçe belirlenen bir vatandaşın tanımı yapılmalıdır. Bunun Barolardan veya konuya göre meslek örgütünden, sivil toplum kuruluşu temsilcisi olmalıdır.
Tüketici Hakları Derneğinden temsilcinin, sağlığın bir emtia olmamasından ve emtialaştırılmaması gerektiğinden dolayı doğru bulmuyoruz.
Hem hasta hem de şikayet edilenin kendisi veya temsilcisinin olması gerekir.
Tüm bu gelişme ve değişikliklerin yanında , endişe ve olumsuzlukları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Hastanın uyması gereken kurallar başlığında yer alan personele sözlü ve fiziki saldırıya yönelik davranışlarda bulunamaz. cümlesinin hasta –sağlık çalışanı ilişkisinin özelliği açısından yersizdir. Ülkemizde sağlık çalışanına yönelik şiddetin boyutları ne yazık ki çok artmıştır .Ancak bu ifade, cezai yaptırımı konulmadan bu soruna katkı sağlamayacaktır. Bununla ilgili ciddi yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Yönetmelik daha çok, kişisel olarak sağlık çalışanı ihlalleri üzerinden değerlendirme yapacak bir yapılanma öngörmektedir. Hasta haklarından sadece çalışanlarının sorumlu olmadığı, sistemden kaynaklanan ihlallerin de olabileceği göz ardı edilmemelidir. Bunun da sağlanması için yasal düzenlemer yapılmalıdır. Bugün kamuda görevli sağlık çalışanı, sistem sorunları ile hasta şikayetleri arasında sıkışmış durumdadır.
- Hasta hakları kurullarının bugünkü yapısı içinde şikayetlerin doğru ve tatmin edici sonuçlandırılması beklenemez.
- Şikayet mekanizmasında, haklılık paylarının bir süzgeçten geçirilerek değerlendirmeye alınması gerekir. Aksi halde sağlık çalışanı özgür endikasyon koyamaz ve çalışma hevesini kaybeder.
- 6 ay içinde 2 defa hak ihlali cezası alanlar Sağlık Meslek Kurulu na sevk edilir maddesini de, bu kurulun yapısı nedeniyle doğru bulmuyoruz.
- Serbest çalışan sağlık çalışanı ise, sürekli yapılan ve yapılmakta olan yasal düzenlemer ile baskı altına alınmak istenmekte, özellikle muayenehane çalışma koşulları zorlaştırılmaktadır.
- Dinsel terminoloji çağrıştıran ifadelerin yasal düzenlemelerde yer alıp almayacağı üzerinde durulmalıdır.
Sonuç Olarak;
Hasta hakları evrensel değerdir ve önemlidir.
Sistem hatası hekime mal edilmemelidir.
Kaliteli sağlık hizmeti için hekim hakları olmalıdır.
Hasta sorumlulukları sistemin bir parçası olmalıdır.
Etik değerler herkes için önemlidir ve geçerlidir.
Hak ve bağımsız adalet herkese gereklidir.
TDB ETİK KURULU
Bu bilgi http://tdb.org.tr/mevzuat_goster.php?Id=158 sitesinden alınmıştır.