Ortodontik Yüz Maskesi
Çoğu aile çocuğumun alt çenesi önde ya da büyük diye ortodontiste başvurur. Ama bunların bir kısmında alt çene normal üst çene geride ve küçük konumlanmıştır. İşte yüz maskesi böyle hastalarda üst çenenin öne doğru büyümesini ve hareketini teşvik etmek alt çenenin büyümesini sınırlamak için kullanılan ortopedik etkili bir ortodonti aygıtıdır. Reverse headger.
Class III maloklüzyon tedavisi seçenekleri arasında belki de en etkili seçenek geç süt dentisyonda veya erken karma dentisyonda kullanılabilen face-mask yani yüz maskesi dir. Juvenillerde craniofasiyal komplex şekillendirilebilir olduğundan özellikle rapid maksiller ekspansiyonla kullanıldığında bu tip tedavi ile üç düzlemde de önemli değişiklikler elde edilebilir. Buna rağmen erken daimi dentisyon hastalarında limitli başarı elde edilmiştir.
Face mask 100 yıl önce geliştirilmiş olsa da Delaire’in apareyi 1960’lerin sonlarında kleft hastalarının tedavisinde kullanmak üzere tekrar tanıtmasına kadar nadiren kullanılmaktaydı. Amerika’da faca mask’e karşı ilgi Baylor Universitesi’nde araştırmalarını yürüten Petit tarafından arttırıldı.
Birçok iskeletsel ve dental konfigürasyon Class III maloklüzyonun klinik görüntüsüne eşlik eder. Teorik perspektiften bakıldığında, bireyin ihtiyaçlarına uygun tedavi şekli seçmek uygundur (örn. FR-3 maksiller iskeletsel retrüzyonda, chin-cup mandibular prognati hastalarında). Buna rağmen face mask tedavi cevabının doğası ve tedaviye başlangıç yaşı birçok Class III problemde apareyin uygunluğun olduğunu göstermiştir.
TEDAVİ ETKİLERİ
Bu metot yüz yılı aşkın süredir kullanılmasına rağmen tedavi etkileri ile ilgili yapılmış birkaç çalışma vardır. Geçen on yıldan önce yüz maskesi ile ilgili çalışmalar doğa anekdotları şeklindedir. Son birkaç yılda yüz maskesinin etkileri daha çok örnekte sefalometrik çalışmalarla analiz edilmiştir. Face mask özellikle maksiller ankraj ünitesiyle kullanıldığında (e.g. bonded akrilik splint ekspander) aşağıdaki etkilerden birini veya daha fazlasını sağlar:
- CO-CR uyumsuzluğunu düzeltir. Bu düzelme hızla gerçekleşir ve özellikle pseudo Class III hastalarında görülür.
- Maksiller iskeletsel protrüzyon. Genellikle 1-3 mm maksillanın ileri hareketi gözlenir.
- Maksiller dentisyonun ileri hareketi
- Alt keserlerin lingual tippingi. Bu tipping genellikle önceden varolan anterior cross-bite düzeltilirken olur.
- Kraniel tabana göre mandibulanın geri rotasyonu. Hastanın tedavi başlangıcında kısa veya nötral alt anterior yüz yüksekliğine sahip olduğu durumlarda bu değişiklik avantajdır. Alt yüz yüksekliği artmış hastalarda bu etki istenmez.
- Mandibular büyümede olumlu değişiklikler, en azından kısa dönemde (at least over the short-term). İleri yönde kondiler büyüme mandibular uzunlukta azalma ile birlikte görülebilir.
TEDAVİ ZAMANLAMASI
Son dönemde yapılan sefalometrik ve morfometrik çalışmaların ışığında yazar erken karma dentisyonda yapılan face mask tedavilerinin geç karma dentisyonda yapılanlardan daha çok kraniofasiyal değişikliklere yol açtığını belirtmiştir. Erken tedavi ile en fark edilir değişiklik maksiller yapıların ileri deplasmanı iken geç karma dentisyonda tedavi edilen hastalarda maksiller büyümede tedavi edilmemiş Class III olgularla karşılaştırıldığında önemli bir değişiklik görülmemiştir.
Ayrıca, posreroanterior ortopedik traksiyon sfenoid kemiğin pterygoid prosesinden itibaren maksiller tüberin ileri deplasmanına tedavi yalnızca erken karma dentisyonda uygulandığında neden olmaktadır. Bu bulgu Melsen ve Melsen’in otopsi materyali üzerindeki gözlemlerini de desteklemektedir. Araştırmacılara göre palatal kemiğin pterygoid prosesten ayrılması sadece infantil ve juvenil (erken karma dentisyon) dönemdeki kuru kafalarda gösterilmiştir. Geç juvenil (geç karma dentisyon) ve adolesan dönemde disartikülasyon denendiğinde sıkı interdijitasyon gösteren kemik yüzeylerinde fraktürlerin eşlik ettiği görülmüştür.
Yazarın grubu tarafından yapılan çalışmalarda, maksillanın A noktası üzerinde kaydedilen ortalama yıllık ileri büyümesi erken ve geç her iki tedavi edilmemiş Class III maloklüzyon kontrol grubunda yaklaşık 1 mm.dir. Erken dönemde tedavi edilen grupta A noktası üzerinde maksillanın yıllık yaklaşık sagital büyümesi kontrol grubunun 4 katı (4,1 mm) iken geç tedavi grubunda fark istatistiksel olarak önemli değildir (2,1mm).
Face mask tedavisinin mandibula üzerine etkisi araştırıldığında mandibular uzunluğun (Co-Gn) erken tedavi edilmiş grupta kontrol grubuyla karşılaştırıldığında küçük artışlar gösterdiği, buna rağmen geç tedavi edilmiş grupta (geç daimi dentisyon) mandibular uzunluğun etkilenmediği görülmüştür. Erken ve geç dönem tedavi edilmemiş grupta Co-Gn ölçümündeki artış yılda yaklaşık 4.5 mm.dir. Geç daimi dentisyonda tedavi edilen grupta yıllık artış yaklaşık 3.5 mm, erken tedavi edilen grupta ise yalnızca yılda 2 mm.dir. Daha fazla ön ve ileri yönde kondiler büyüme ile total mandibular uzunlukta istenen artış erken dönemde tedavi edilen grupta gözlenmiştir. Lavergne ve Gasson’a göre mandibulanın ‘anterior morfogenetik rotasyonu’olarak adlandırılan bu mekanizma mandibular büyümenin maksillaya göre fazlalığını maskeleyen biyolojik bir prosestir ve Class III maloklüzyonların erken fonksiyonel tedavisinde majör etki olarak rapor edilmiştir.
Tüm bu gözlemler Class III ortodontik maloklüzyonun ortopedik yüz maskesi ile tedavisinde dental gelişimin erken karma dentisyon fazının en uygun period olduğunu göstermektedir. Erken tedavinin pozitif etkisini daha fazla arttırmak için bonded maksiller ekspander face mask ile birlikte kullanılabilir.
İdeal tedavi zamanlaması yaklaşımı düşünüldüğünde ortodontik yüz maskesi tedavisinin tedavi sonrası oluşan iskeletsel değişikliklerin analizi araştırılması gereken bir konudur. İskeletsel Class III düzensizliğin aktif ortopedik tedavisi sonrası retansiyon protokolü ne olursa olsun çoğu klinik araştırma protraksiyon sonrası periyotta tedavi edilmiş ve edilmemiş Class III vakalarda maksiller ve mandibular büyüme hızlarının aynı olduğu görüşü üzerinde birleşmektedir. Diğerlerinden farklı olarak, yazar herhangi bir retansiyon apareyi kullanılmadığında tedavi sonrasında bir yıl içerisinde Class III kraniofasiyal büyüme paterninin tekrar oluştuğunu savunmaktadır. Bununla birlikte aktif tedavi ve tedavi sonrası periyotların kombine sonuçları ele alındığında Class III maloklüzyonların erken karma dentisyonda geç karma dentistondan daha iyi kraniofasiyal değişiklikler oluşturduğu görülmektedir.